DENGBÊJÊ EFRÎNÊ BAVÊ SALIH…
Dengbêj Bavê Salih Suriye'nin Halep iline bağlı Efrin
ilçesinin Cindirêsê beldesine bağlı Gorda köyünde 1952 yılında dünyaya gelir.
Bavê Salih takma ismidir. asıl adı (Abdurrahman Ömer’dir.)Babasının adı Hemo’dur.
Yörede Hemoyê Ehmedê Beso olarak tanınınır babası.3’ü kız 5 erkek kardeşler.
Kardeşlerinin dördüncüsüdür. Kardeşleri sırayla: Fehime-Ehmed-Mihemed-Abdurrahman(kendisi)
–Mistefa-Necah- Ednan-ve Şaho’dur. Zeytinleriyle ünlü Efrin’de uzun yıllar
zeytin bahçelerinde çalışırlar ailecek. Bavê Salih ise asıl mesleği olan inşaat
demirciliğiyle meşgul olur. Arap baharı Arap cehennemine dönüşmeden önce
Efrin’de yaşarlar. Suriye’deki iç savaş başlayıncaya kadar da bütün aile bir
arada olur. Savaşın başlamasına müteakip yıllarda ölüm korkusuyla aile dünyanın
dört bir yanına dağılır. Artık ne çalışabilecekleri bir zeytin bahçesi, ne de
bir arada yaşabilecekleri bir köyleri yoktur. Şuan Kendisi, kardeşi Ehmed ve en
küçük kız kardeşleri Şaho ile Efrin’de, diğer kardeşleri Fehime-Ednan ve
Mistefa İstanbul’da, kızkardeşi Necah İzmir’de, diğer kardeşi Mihemed Hewlêr’de
yaşamaktadır. Bavê Salih amcasının kızyla evlenir, 4’ü kız 3 erkek toplam 7
çocuğu olur. Sonra en sevdiği çocuğu Salih’in adı onun sanat hayatındaki takma
adı olacaktır ve Bavê Salih adıyla Kürt coğrafyalarında nam salacaktır. Çocukları
sırayla: Leyla- Salih- Şîrin- Gîvara- Narin- Şîyar-Pervîn’dir. Salih şuan
İsveç’te Şerzad Efrînî adıyla baba mesleği Dengbêjliği sürdürmektedir. Kardeşi
Şirin’de İsveç’te yaşamakta. Givara(Erkek ) vefat etmiş. Büyük kızı Leyla Almanya’da,
Şîyar İskenderun’da, Narîn ile Pervîn Efrinde yaşamakta. Savaşın ve yoksulluğun
dağıttığı bir hayat Bavê Salih’ın hayatı. Ve Suriye’deki Klasik Kürt müziğinin
önemli bir temsilcisi olan Dengbêj Bavê Salih, dün değil ondan önceki gün
Efrin’de geçirdiği kalp krizi sonucu Efrin’deki bir hastanede yoğun bakımda tedaviye
alındı. Durumu kritik. Doktorların iyi bir şey söylememiz için 48 saat
biçtikleri mülteci bir hayat… Bütün Kürtlerin yaşadıkları trajediye benzer bir
kimsesizlik hali… Daha da trajik olan şu ki, ne İsveç’teki çocukları gidebiliyor
hasta babalarını ziyarete, ne de Türkiye’nin farklı kentlerinde yaşayan
kardeşleri, ne de Irak’taki oğlu… İnşallah iyileşir. Ama ölürse şayet her fani
gibi, sınırın öte yakasındaki hafızamız, geride yüzlerce kilamı öksüz ve yetim
bırakarak yitip gidecek sessizce ve kimsesiz… Suriye’deki savaş olmasaydı gidip
çekmeyi planlıyordum. İnşallah eski sağlığına kavuşur ve bu önemli
dengbêjimizin hayatını kayıt altına alma şansına kavuşurum…
abdulselam akinci
26 Haziran 2016
ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder