EKŞİ ELMALAR
Amerikalı yönetmen Martin
Scorsese: Eğer film yapmak istiyorsanız, kendinize sormanız gereken ilk soru :’’Söyleyecek
bir şeyim var mı?’’ sorusu olmalı diyor. Yılmaz Erdoğan’ın söyleyecek bir
şeyleri olduğu içindir ki; film yapıyor, yazıyor, oynuyor fikrini de
gerekçelendirdikten sonra ve her sanatçı bir iklimden beslenir tezimden hareketle
Yılmaz Erdoğan’ın en çok beslendiği iklim sonbahar’dır demeye getirmek
istiyorum sözü. Hazan hüznü ya da
sonbahar hüznü desem de olur. İlkbaharın hüznü muzipçedir, Kış’ın hüznü sert ve
kabadır, Yaz mevsiminin hüznü buğday ve orak ilişkisince karekterli olup
sonbahar’a geçiş aceleciliğindedir, ama sonbahar hüznü derindir, kırılgandır, içe
işler çıkmaz kolay kolay, en beklenmedik yerde konar derinine yüreğinin. Yılmaz
Erdoğan da hüznü seviyor, sonbahar’ın sarı hüznünü. Şiirlerinde, yazılarında,
tiyatro oyunlarında, tek kişilik gösterisinde arka planda komediyle
harmanlanmış bir hüzün hep vardır. Yaşanmışlıklarının ve en komik hatıralarının
üstü hep ince bir hüzün tabakasıyla kaplıdır. Onun sanatını zenginleştiren, en muzip
repliğine bile filozofça bir derinlik veren, tebessüm ettirirken gözleri
dolduran etki işte bu hüzündür.
Woody Allen :’’Komedi
diğerlerine göre en kurallı ve abartılı olandır. Komedide adına gülmek
dediğimiz bir veri vardır ki bu veri asla uzlaşmaz ve filme alınamaz’’ diye
iddia eder. Bu temellendirmesini komedinin zor bir tür olduğundan hareketle
yapan Allen, büyük oranda haklıdır. Fakat Yılmaz Erdoğan, doğrudan komedi
yapmak yerine ya da doğrudan dram yapmak yerine komik olanla hüzünlü olanın
dengesini kurup ham olan sözü baharatlandırmayı ustalıkla becererek, Woody Allen’in dikkat çektiği
zorluğun üstesinden de başarıyla geliyor. İlk filmi olan Vizontele hikâyesindeki trajedi ve travmayı ince işlenmiş mizahla anımsamamız
bu yüzdendir ve bu yönetmen olarak Yılmaz Erdoğan’ın başarısıdır. Bu anlamda
dramatik olanla komik olanın bileşimini en iyi başaran yönetmenlerden olduğunu
düşünüyorum. Ekşi Elmalar filmi de
yine bu ağlatırken güldüren, ya da güldürürken ağlatan diye ters yüz
edebileceğimiz örgüyle sunuluyor. 1980 öncesi ve sonrasında Hakkâri’de yaşanmış
bir hikâyeden esinlenilerek çekilen Ekşi
Elmalar filmi gerek oyunculuk başarısı ve gerek senaryo örgüsü bakımından sinemamızın
en iyi yapıtlarından birisi olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Yılmaz Erdoğan, Zeynep Farah Abdullah, Şükran Ovalı, Songül Öden, Şükrü Özyıldız, Fatih Artman, Ersin Korkut, Caner Cindoruk, Cezmi Baskın’ın müthiş oyunculukları Yılmaz Erdoğan’ın daha önceki filmlerinde olduğu gibi kast seçimindeki başarısını da ortaya koyuyor.Filmin detaylarını verip merakınızı sulandırmak istemiyorum bağışlayın.Kısaca, film; İki dönem belediye reisliği yapmış üçüncü denemesinde kaybeden idealist bir baba olan Aziz Özay ve genç ve güzel üç kızının elma bahçesindeki ekşi elma ağacının şahitlik ettiği, hayallerini geleceğe evirmenin mücadelesiyle 80’lerin o acı ikliminin Hakkâri’sinde geçiyor. Görsel lezzetinin tadı hafızanızda silinmeyecek yıllar sonra tekrar izlemek isteyeceğiniz bir başyapıt.
Yılmaz Erdoğan, Zeynep Farah Abdullah, Şükran Ovalı, Songül Öden, Şükrü Özyıldız, Fatih Artman, Ersin Korkut, Caner Cindoruk, Cezmi Baskın’ın müthiş oyunculukları Yılmaz Erdoğan’ın daha önceki filmlerinde olduğu gibi kast seçimindeki başarısını da ortaya koyuyor.Filmin detaylarını verip merakınızı sulandırmak istemiyorum bağışlayın.Kısaca, film; İki dönem belediye reisliği yapmış üçüncü denemesinde kaybeden idealist bir baba olan Aziz Özay ve genç ve güzel üç kızının elma bahçesindeki ekşi elma ağacının şahitlik ettiği, hayallerini geleceğe evirmenin mücadelesiyle 80’lerin o acı ikliminin Hakkâri’sinde geçiyor. Görsel lezzetinin tadı hafızanızda silinmeyecek yıllar sonra tekrar izlemek isteyeceğiniz bir başyapıt.
Filme gidin mutlaka, güleceksiniz, ağlayacaksınız
aynı anda hem tebessüm edip hem gözleriniz nemlenecek ve teşekkürler Yılmaz
Erdoğan diyeceksiniz. Ben demiştim ama tekrar edeyim Gellek spas Yılmaz Erdoğan
ve ayrıca filmde yayla mevsimi sahnesinde dengbêje(Kürt Ozan)'a yer verdiği için özellikle
ve tekrar tekrar teşekkürler.
Not :Bu görüş ve yorumlarım amatör bir izleyici yorumu ve gözlemidir.Yılmaz Erdoğan'ın sanatını yorumlayacak ya da başka herhangi bir yönetmenin filmine eleştiri yazısı yazacak yetkinlikte asla değilim.Bu manada haddimi aşmışlığım olduysa başta Yılmaz Erdoğan olmak üzere bu işin ehli olan tüm herkesten özür dilerim...
abdulselam akinci
14 kasım 2016 ankara