29 Kasım 2013 Cuma

hoş kal...

gidiyorum bu şehirden
sonbaharın son deminde
düşen son sarı yaprak gibi
savrularak rüzgarlarda
bırak
bu aşkın vebali bende kalsın
velayetini sana bırakarak ben
daha kırkı bile çıkmamış bir ayrılığın
hıçkırığında yutkunarak
tutarak yasını yaşanmışlığımızın
yaşayamadıklarımızı terkisine atarak gece yorgunu düşlerimin
ve ağlayarak gider ayak bir geçmişten
sensizliğe gebe bir geleceğin doğum sancısıyla
gidiyorum bu şehirden
bak ağ(ı)lıyor zaman imbiğinden hazan'ın
ayazında üşüyerek gençliğimin
ölür ayak gidiyorum bu şehirden
ölüm mevsimi değil oysaki bu sonbahar
avuçlarımı terlettiğin iklimde ölmeliyim diyorum
heyhattt
gidiyorum işte ağlatarak umutlarımı
veeee
ölüm ertesi  bir hüzün bırakarak kendimden
gidiyorum be şehirden

hoşkal...

                        a.akıncı

Can...

Bana en güzel sen Can derdin.can'ım deyişinle sana ait oluyordum. şimdi, meçhule, faili ilkbahar olan bir kardelen kurusu bırakarak canımı da aldın gittin...

a.akıncı

 EKŞİ ELMALAR   Bir yılda dört mevsim var, İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış. Bir de her mevsimin kederince bir kaderi var. Kış yaşad...